Oyun dünyasında teknoloji kadar, deneyim biçimi de dönüşüm geçirmiştir. İlk dönemlerde ev konsolları ile sınırlı olan bu deneyim, taşınabilir cihazlarla her yere taşınabilir hale gelmiştir. PlayStation games ile salonlarda başlayan bu serüven, PSP games ile metroda, okulda, tatilde devam edebilmiştir. Bu evrim, oyun deneyimini daha bireysel ve özgür kılmıştır.

PlayStation konsollarında sunulan deneyim, genellikle derin hikâyeler ve üst düzey grafiklerle tanımlanır. Konsol gücünün verdiği olanaklarla geliştirilen oyunlar, kullanıcıya etkileyici bir atmosfer sağlar. Bu atmosfer, oyuncuyu içine çeker, duygusal bağ kurdurur ve sadece bir oyun değil, bir yaşantı gibi hissedilir.

PSP ile bu deneyim kompakt hale geldi. Küçük ekranda büyük dünyaları deneme bonusu taşıyabilmek, Sony’nin mühendislik başarısı kadar, oyun geliştiricilerinin yaratıcılığı sayesinde mümkün oldu. Kingdom Hearts: Birth by Sleep gibi yapımlar, taşınabilir konsolda konsol kalitesinde deneyim sundu. Bu da PSP games kavramını sıradanlıktan çıkarıp prestijli bir yere taşıdı.

Bu evrim, oyun dünyasında sınırları ortadan kaldırdı. Artık “best games” sadece büyük ekranlarda değil, cebimize sığan küçük cihazlarda da hayat bulabiliyor. Oyun deneyimi artık sadece güçlü donanımla değil, nasıl hissettirdiğiyle ölçülüyor. Bu da gelecekte oyun dünyasında ne kadar daha büyük dönüşümler olabileceğini gösteriyor.